Maden işçiliğinin ilk safhasını işlenecek madenlerin topraktan çıkarılması oluşturur. Eski Türk yurtları yüksek kalitede demir cevherini barındıran bir arazi yapısına sahiptir. Çin kaynakları Kırgızlarda altın, demir ve kalay bulunduğunu, her yağmurdan sonra demire ulaşıldığını haber vermektedir . Birinci Altınköl yazıtında, Altay Dağları’nın altun yış olarak ifade edilişi dikkat çekicidir. Emel Esin, bu durumu Türk kültüründe maden unsurunun bir yansıması olarak değerlendirmiştir. İslam coğrafyacıları Karlukların meskûn olduğu Barlas Dağını “altındağı” olarak nitelemişler; Kimek ülkesindeki gümüş ve demir yataklarından bahsetmişlerdir. İdrisî, Oğuz ülkesindeki Marga nehrinin suları donduğunda yatağında çok miktarda altın tozu bulunduğu ve Oğuzların çıkardıklarıgümüşmadenini satarak bol para kazandıkları bilgisini vermiştir. Uygurlar demirin yanında nışadır, boraks, bakır oksit, ömür gibi madenler çıkarmışlardır . Dîvânu Lugâti’t-Türk’te Barhan adlı kaleden bahsedilirken, bu dağın eteğinde ve kalenin aşağısında altın madenleri bulunduğu zikredilmektedir.Eski Türklerde özellikle gümüş madenlerinin bir kısmı hükümdara ait olup kağanlar çıkarılan gümüşten akça kestirmişlerdir .